Haksız Tahrik İndirimi Nedir? (Tck 29. Madde) Haksız Tahrik İndirimi Hangi Hallerde Uygulanır?

|

Av. Hamza Bağırsakcı

Haksız tahrik, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 29. maddesi kapsamında düzenlenen ve bir suçun işlenmesine neden olan tahrik edici davranışların fail üzerindeki etkisinin dikkate alınması suretiyle, cezadan indirime gidilmesini sağlayan bir müessesedir. Haksız bir fiilin doğrudan veya dolaylı olarak failde öfke veya şiddetli elem yaratması ve bu durumun failin iradesini etkileyerek suç işlemeye yönlendirmesi durumunda, haksız tahrik hükümleri uygulanmaktadır.

Kanunda haksız tahrik hükümlerinin uygulanabilmesi için şu unsurların bir arada bulunması gerektiği belirtilmektedir:

  • Haksız bir fiilin varlığı: Mağdur tarafından gerçekleştirilen bir eylemin, hukuka aykırı nitelikte olması gerekmektedir (TCK 29).
  • Fail üzerinde psikolojik bir etkinin oluşması: Haksız fiilin, failde öfke veya şiddetli elem meydana getirmesi gerekmektedir.
  • Fiilin bu etkiler altında işlenmesi: Failin suç işleme kararını, öfke veya elem etkisi altında almış olması ve haksız fiil ile işlenen suç arasında nedensellik bağının bulunması gerekmektedir.

Haksız tahrik unsurları bu şekilde değerlendirildikten sonra, olayın niteliğine göre indirim oranı belirlenir.

Ağır Haksız Tahrik ve Hafif Haksız Tahrik Arasındaki Fark Nedir?

TCK’nın 29. maddesi, haksız tahrikin ceza sorumluluğuna etkisini düzenlerken ‘ağır’ ve ‘hafif’ şeklinde kesin bir ayrım yapmamıştır. Bununla birlikte, bazı haksız fiillerin fail üzerinde daha yoğun bir tahrik etkisi uyandırabileceği kabul edilmektedir. Örneğin fiziksel saldırı veya ağır hakaret gibi davranışların, basit bir sataşmaya göre fail üzerinde daha güçlü bir etki yaratması doğaldır.

Hakim haksız tahrik nedeniyle yapılacak indirimi belirlerken, haksız hareketin işleniş şeklini, olayın gerçekleştiği yer ve zamanı, niteliğini, yöresel koşulları ve tarafların durumlarını bir bütün olarak değerlendirir. Özellikle fail ile mağdur arasındaki ilişkinin geçmişi ve failin içinde bulunduğu psikolojik durum da göz önünde bulundurulur.

Mahkeme, her somut olayı kendi özel koşulları içinde ele alarak, mağdurun haksız hareketinin fail üzerinde yarattığı etkinin yoğunluğunu tespit eder ve buna göre uygun bir indirim oranı belirler. Bu değerlendirmede objektif kriterler esas alınmakla birlikte, olayın kendine özgü koşulları da mutlaka dikkate alınmalıdır.

Haksız Tahrik ile Meşru Savunmanın Birlikte Uygulanması

Haksız tahrik ve meşru savunma, ceza hukukunda farklı kavramlardır ve farklı hukuki sonuçlar doğururlar. Meşru savunma, mevcut veya gerçekleşmesi muhakkak bir saldırıya karşı savunma niteliğinde olup, hukuka uygunluk nedenidir ve suçun oluşumunu tamamen ortadan kaldırır. Haksız tahrik ise, failin haksız bir fiilin etkisiyle suç işlemesi durumunda cezada indirim yapılmasını sağlar.

Eğer fail kendisine yönelik haksız bir saldırıya karşı meşru savunma sınırlarını aşarak tepki vermişse, bu durumda hem meşru savunma hem de haksız tahrik hükümleri birlikte değerlendirilebilir. Ancak meşru savunma sınırlarının aşılması halinde, failin içinde bulunduğu ruh hali ve olayın özellikleri dikkate alınarak haksız tahrik indirimi uygulanabilir.

Haksız Tahrik ile Takdiri İndirim Nedenlerinin Birlikte Uygulanması

Haksız tahrik, kanunda düzenlenmiş bir ceza indirimi nedenidir. Takdiri indirim nedenleri ise, TCK m. 62’de düzenlenen ve failin geçmişi, sosyal ilişkileri, yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri gibi hususların değerlendirilmesi suretiyle mahkemenin takdirine bağlı olarak uygulanan ve failin lehine olan ceza indirimi sebepleridir.

Haksız tahrik ve takdiri indirim nedenleri bir arada uygulanabilir. TCK m. 61/5’te belirtildiği üzere, önce haksız tahrik indirimi uygulanır, ardından takdiri indirim nedenleri değerlendirilir. Örneğin, haksız tahrik altında suç işleyen failin pişmanlık göstermesi veya duruşmadaki iyi hali gibi durumlar, takdiri indirim nedeni olarak kabul edilebilir. Bu durumda mahkeme, önce haksız tahrik indirimini uygulayarak cezayı belirler, daha sonra bu ceza üzerinden takdiri indirim nedenlerini değerlendirerek sonuç cezaya ulaşır.

Haksız Tahrikte Hata ve Sapma

Haksız tahrik hükümlerinin uygulanmasında, failin mağdurun fiilini doğru algılayıp algılamadığı önemlidir. Fail, mağdurun kendisine karşı haksız bir fiilde bulunduğunu zannederek suç işlemiş, ancak gerçekte böyle bir fiil mevcut değilse hata söz konusudur. TCK m. 30/3’e göre, fail olayda haksız fiilin koşullarının gerçekleştiği konusunda hataya düşmüş ise bundan yararlanabilir. Ancak bu hatanın ‘kaçınılmaz’ nitelikte olması gerekir. Eğer fail özenli davransaydı haksız tahrikin koşullarının oluşmadığını bilebilecek durumdaysa, yani hata ‘kaçınılabilir’ nitelikteyse, haksız tahrik hükümlerinden yararlanamaz.

Sapma ise, failin hedeflediği kişi dışında birine zarar vermesi durumudur. Haksız tahrikin etkisi altında bir fiil gerçekleştirilirken hedefte sapma sonucu başka bir kişinin üzerinde de netice gerçekleşmişse, bu durum içtima kuralları çerçevesinde değerlendirilir. Ancak fail, mağdur dışında başka kimselerin de zarar göreceğini öngörmesine rağmen sonucu kabullenmiş ve hareketine devam etmişse (olası kast), bu kişiler bakımından haksız tahrik indirimi uygulanmaz.

Haksız Tahrikte Yanılgı Durumu

TCK m. 30/3’e göre ceza sorumluluğunu azaltan nedenlere ait koşulların gerçekleştiği hususunda yanılgıya düşen kişi, bu yanılgısından ancak kaçınılmaz olması halinde yararlanabilir. Yanılgı, failin olayın gerçeklerini tam olarak kavrayamaması veya yanlış anlaması durumunda ortaya çıkar. Örneğin, failin mağdurun kendisine saldıracağını düşünerek karşılık vermesi, ancak böyle bir saldırının gerçekte olmaması durumunda, bu yanılgının kaçınılmaz olup olmadığı değerlendirilir.

Failin yanılgısının kaçınılabilir olup olmadığı tespit edilirken, özenli davransaydı haksız tahrikin koşullarının oluşmadığını bilebilecek durumda olup olmadığına bakılır. Eğer yanılgı kaçınılabilir nitelikteyse fail haksız tahrik hükümlerinden yararlanamaz; bu durumda yalnızca TCK m. 61 uyarınca cezada indirim yapılabilir.

Haksız Tahrikte Dengenin Bozulması

Haksız bir fiil nedeniyle fail hiddet veya şiddetli elem duygusu yaşayabilir. Bu durum failin iradesini etkilemekte ve suç işleme kararında rol oynamaktadır. Ancak her türlü hiddet veya elem durumu haksız tahrik indirimi için yeterli değildir.

Haksız tahrikin uygulanabilmesi için failin hiddet veya şiddetli elem duygusunun, mağdurun haksız hareketinden kaynaklanması gerekir. Failin yapı olarak çok sinirli, duygusal veya alıngan olması nedeniyle normal bir insanda bu sonuca yol açmayacak bir hareketten etkilenerek fiili gerçekleştirmesi halinde haksız tahrik uygulanmaz. Çünkü bu durumda fiil, mağdurun haksız hareketinden değil, failin ruhsal durumundan kaynaklanmaktadır.

Mahkeme, her somut olayda failin içinde bulunduğu hiddet veya şiddetli elemin makul ve ortalama bir kişide de benzer tepkilere yol açabilecek nitelikte olup olmadığını objektif olarak değerlendirir.

Haksız Tahrik Ceza İndirimi Şartları Nelerdir?

Haksız tahrik ceza indiriminin uygulanabilmesi için aşağıdaki şartların bir arada bulunması gerekmektedir:

  1. Mağdurun Haksız Fiili: Mağdurun, fail üzerinde öfke veya elem yaratan bir eylemde bulunmuş olması gerekir. Bu fiil hukuka aykırı olabileceği gibi, toplumsal değerlere ve örf-adete aykırı da olabilir. Fiil faile doğrudan yönelmek zorunda değildir; failin yakınlarına veya değer yargılarına yönelik de olabilir.
  2. Fail Üzerindeki Psikolojik Etki: Haksız fiil, failde hiddet veya şiddetli elem meydana getirmelidir. Bu duyguların normal ve makul bir kişide de benzer tepkilere yol açabilecek nitelikte olması gerekir.
  3. Cezai Sorumluluk Bağlantısı: Failin işlediği suç ile haksız fiil arasında doğrudan bir nedensellik bağı bulunmalıdır. Fail tahrik edilmeseydi suçu işlemeyecek olmalıdır. Suç, hiddet veya şiddetli elemin etkisi geçtikten sonra işlenmişse haksız tahrik indirimi uygulanmaz.

Bu şartlar karşılandığında, mahkeme her somut olayın özelliklerini dikkate alarak TCK 29. madde uyarınca uygun cezada indirim oranını belirler.

Haksız Tahrik Halinde Ceza İndirim Oranı

Haksız tahrik indiriminin oranı, olayın özelliklerine ve failin üzerinde yarattığı etkinin ağırlığına göre mahkeme tarafından belirlenir.

Kanunda belirtilen esaslar şu şekildedir:

Kanuni Düzenleme (TCK 29):

TCK 29. maddesi, haksız bir fiilin etkisi altında suç işleyen failin cezasında indirime gidilmesini düzenler. Maddenin açık hükmüne göre:

“Haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında suç işleyen kişiye verilecek cezada indirime gidilir.”

İndirimin uygulanabilmesi için failin iradesinin haksız fiilden doğrudan etkilenmiş olması gerekmektedir.

İndirim Oranının Belirlenmesi:

Hakim, her somut olayın özelliklerini dikkate alarak uygun indirim oranını belirler. Bu değerlendirmede şu kriterler göz önünde bulundurulur:

  • Haksız hareketin işleniş şekli
  • Olayın gerçekleştiği yer ve zaman
  • Olayın niteliği
  • Yöresel koşullar
  • Tahrik eden ve edilenin durumları
  • Fail ile mağdur arasındaki ilişkinin geçmişi

Somut Olayın Değerlendirilmesi:

Haksız tahrik indirimi uygulanırken, mahkeme şu kriterleri dikkate alır:

  • Fiilin Haksızlığı: Mağdurun fiilinin hukuka aykırı olup olmadığı değerlendirilir.
  • Psikolojik Etki: Haksız fiilin fail üzerindeki öfke veya elem düzeyi dikkate alınır.
  • Suçun Niteliği: İşlenen suçun ağırlığı ve failin kastının yoğunluğu incelenir.

Hakim, indirim oranını belirlerken objektif bir değerlendirme yapar. Tahrikin fail üzerindeki etkisinin makul ve ortalama bir kişide de benzer tepkilere yol açabilecek nitelikte olup olmadığı araştırılır.

İstisnai Durumlar:

Haksız tahrik ile takdiri indirim nedenleri bir arada uygulanabilir. Bu durumda önce haksız tahrik indirimi uygulanır, ardından takdiri indirim nedenleri değerlendirilir.

Fail normal bir insanda hiddet veya elem oluşturmayacak bir hareketten kişisel özellikleri nedeniyle etkilenmişse, haksız tahrik indirimi uygulanmaz.

Taksirli Suçlarda Haksız Tahrik İndirimi Ne Kadar?

Haksız tahrik, kasten işlenen suçlar için düzenlenmiş bir ceza indirimi nedenidir. Taksirli suçlarda failin kastı bulunmadığından, haksız tahrik hükümlerinin uygulanması mümkün değildir (TCK 22). Bu nedenle, taksirli suçlarda haksız tahrik indirimi yapılmaz.

Deneyimli bir ceza avukatı olan Av. Hamza Bağırsakcı ile ceza hukuku davalarınızı güvenle yürütmek için 0541 526 98 40 numaramızdan iletişim kurabilirsiniz.

Haksız Tahrik İndirimi Örnekleri

  • Cinsel Saldırı Sonrası Uzun Süre Geçmesi: Mağdurun 25 yıl önce failin kız kardeşine cinsel saldırıda bulunması ve failin bu etkiyle suç işlemesi haksız tahrik olarak değerlendirilmiştir. Ancak aradan uzun süre geçmesi nedeniyle indirim asgari oranda uygulanmıştır. (Yargıtay 1. CD, K.2020/2063)
  • Borç İlişkisinde Haksız Tahrik: Salt borcun ödenmemesi haksız tahrik sayılmaz. Ancak borçlunun ödeme gücü olduğu halde sırf alacaklıyı zor durumda bırakmak için ödememe, mal kaçırma veya alacaklıyla alay etme gibi davranışları haksız tahrik oluşturur. (Yargıtay 14. CD, K.2018/6399)
  • Üçüncü Kişilere Yönelik Saldırı: Failin arkadaşına yapılan haksız saldırı da fail için tahrik nedeni sayılabilir. Haksız hareketin mutlaka faile yönelmesi gerekmez. (Yargıtay 3. CD, K.2010/16199)
  • Tasarlamayla Birlikte Haksız Tahrik: Tasarlayarak adam öldürme suçunda da haksız tahrik indirimi uygulanabilir. Failin eski eşinin sevgilisinin kendisine ağır hakarette bulunması üzerine tasarlayarak öldürmesi olayında haksız tahrik kabul edilmiştir. (Yargıtay 1. CD, K.2017/3063)
  • Eş Aldatmasında Haksız Tahrik: Eşin aldatması sadece aldatılan eş için haksız tahrik kabul edilir. Aldatan eşin diğer aile bireyleri (kayınpeder, kayınbirader vb.) için haksız tahrik oluşturmaz. (Yargıtay CGK, K.2020/64)”
  • Kolluk Görevlilerinin Davranışları: Polis memurlarının izinsiz eve girmesi ve şiddet uygulaması haksız tahrik oluşturur. Ancak kolluğun yasal görevini yerine getirirken gösterdiği normal direniş haksız tahrik sayılmaz. (Yargıtay 5. CD, K.2015/1407)

Not: Bu örneklerin her biri farklı yoğunlukta tahrik durumları içermekte ve mahkemeler her somut olayın kendi özel koşullarını değerlendirerek indirim oranını belirlemektedir.

Haksız Tahrik Ceza İndirimi ile İlgili Yargıtay Kararları

Yargıtay 15. Ceza Dairesi, E. 2014/12569 K. 2015/24319 T. 27.04.2015:

Sanığın kasten yaralama suçundan kurulan hükme yönelik yapmış olduğu temyiz itirazlarının incelenmesinde; 5237 sayılı TCK’nun 29/1. maddesi gereğince haksız tahrik, failin uğramış olduğu haksız bir eylemin üzerinde oluşturduğu hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında hareket ederek suç işlemesi durumu olup, haksızlık teşkil eden eylemin bizzat mağdur tarafından gerçekleştirilmesi gerekir. Somut olayda ise; sanık savunması ile şikâyetçi ve tanık …’un anlatımlarından, şikâyetçinin oğlu olan …’un sanığın çatısına konan kuşları tekrar uçurmak için sanığa ait eve taş attığının anlaşılması karşısında, haksızlık teşkil eden eylemin mağdurun oğlu tarafından gerçekleştirilmiş olması nedeniyle haksız tahrik hükümlerinin uygulanma koşulları oluşmadığından bu yönde bozma talep eden tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiştir.”

Yargıtay 4. Ceza Dairesi, E. 2011/14880 K. 2013/13190 T. 30.04.2013

a- Sanık savunmaları ve katılanın beyanına göre, taraflar arasında alacak verecek meselesi olduğu, sanığın arkadaşları ile birlikte olay tarihinde alacağını almak üzere katılan …’ın iş yerine gitmesi üzerine olayın meydana geldiğinin anlaşılması karşısında, olayın çıkış nedeni ve gelişimi üzerinde durularak, haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının kararda tartışılmaması … Kanuna aykırı ve sanık … müdafiinin ve katılan … vekilinin temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden HÜKMÜN BOZULMASINA,”

Yargıtay Ceza Genel Kurulu, E. 2014/358 K. 2016/268 T. 24.05.2016:

Sanığın eylemini, kendi evinde maktul ve eşinin sevişmeleri sırasında, maktulden kaynaklanan haksız bir fiil sonucu kendisinde oluşan şiddetli elem ve bunun meydana getirdiği hiddetin etkisi altında gerçekleştirdiği, bir kişinin eşini başka birisi ile bu şekilde uygunsuz olarak görmesi halinde yaşadığı travma düşünüldüğünde çok ağır bir tahrikin varlığının kabulünün gerektiği, nitekim yerleşmiş yargısal içtihatların da bu yönde olduğu, sanığın sosyal ve kültürel yapısı, eşi ile maktulü böylesi bir durumda yakalamış olması, köy yerinde maktul ile sanığın eşi arasındaki ilişkinin konuşulmasının da gururunu ciddi şekilde incitecek bir durum oluşturması hususları gözetildiğinde, haksız tahrik nedeniyle cezanın en üst oranda indirilmesinin hak ve nasafete uygun olduğu değerlendirilmiş ve bu nedenle yerel mahkemece sanık hakkında TCK’nun 29. maddesi uygulanarak, sanığın 12 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir. Dolayısıyla maktulden kaynaklanan ve haksız tahrik oluşturduğu kabul edilen eylemin ulaştığı boyuta göre yerel mahkemece sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nun 29. maddesinin uygulaması sırasında en üst oranda indirim yapılması adalet ve nasafet kurallarına uygun görülmüştür.”

Yargıtay 3. Ceza Dairesi, E. 2019/990 K. 2019/10311 T. 13.05.2019:

“Karşılıklı olarak kavga şeklinde gerçekleşen olayda, ilk hareketin hangi taraftan geldiği hususunda taraflar arasında farklı beyanlar bulunduğu, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.10.2002 tarih ve 2002/4-238 Esas, 367 sayılı Kararı uyarınca ve bu kararla uyumlu Ceza Dairelerin yerleşmiş ve süreklilik gösteren kararlarında kabul edildiği üzere, ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığı şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenemediğinde şüpheli kalan bu halin sanık lehine değerlendirilmesi gerektiğinin belirtilmesi karşısında, sanıklar lehine 5237 sayılı TCK’nin 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması … Bozmayı gerektirmiş,”

Sıkça Sorulan Sorular

Ağır tahrik nedir?

TCK’nın 29. maddesi ‘ağır’ ve ‘hafif’ şeklinde bir tahrik ayrımı yapmamıştır. Bununla birlikte, bazı haksız fiillerin fail üzerinde daha yoğun bir hiddet veya şiddetli elem duygusu yaratabileceği kabul edilmektedir.

Örneğin, mağdurun failin ailesine yönelik ağır hakaretlerde bulunması, fiziksel saldırı yapması veya tehdit etmesi gibi durumlar, basit bir sataşmaya göre fail üzerinde daha güçlü bir etki yaratabilir. Hakim, her somut olayı kendi özel koşulları içinde değerlendirerek ve haksız fiilin fail üzerinde yarattığı etkinin yoğunluğunu dikkate alarak uygun indirim oranını belirler.

Haksız tahrikten kimler yararlanabilir?

Haksız tahrik indirimi, mağdurun haksız bir fiili nedeniyle hiddet veya şiddetli elem duygusu altında suç işleyen kişilere uygulanır. Ancak, yararlanabilmek için şu koşulların sağlanması gereklidir:

  • Mağdur tarafından fail üzerinde öfke veya şiddetli elem yaratacak bir haksız fiilin gerçekleştirilmiş olması. Bu davranış hukuka aykırı olabileceği gibi, toplumsal değerlere ve örf-adete aykırı da olabilir. Davranışın mutlaka faile yönelmesi gerekmez; failin yakınlarına veya değer yargılarına yönelik de olabilir.
  • Failin, haksız tahrik nedeniyle duyduğu hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında, iradesinin kısmen de olsa zayıfladığı bir durumda hareket etmiş olması.
  • Suç ile haksız fiil arasında nedensellik bağı bulunmalıdır. Başka bir deyişle, fail tahrik edilmeseydi suçu işlemeyecek olmalıdır. Suç işleme kararı haksız fiilin yarattığı hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında alınmış olmalıdır.

Haksız tahrik hukuka uygunluk nedeni mi?

Hayır, haksız tahrik bir hukuka uygunluk nedeni değildir.

Hukuka uygunluk nedenleri (örneğin, meşru savunma), suçun oluşumunu tamamen ortadan kaldırırken, haksız tahrik suçun oluşumunu kabul eder ancak failin cezai sorumluluğunu azaltır. Bu durum failin davranışının tamamen hukuka uygun olduğu anlamına gelmez; yalnızca cezanın orantılı hale getirilmesine yönelik bir düzenlemedir.

Haksız tahrik kusuru kaldırır mı?

Hayır, haksız tahrik failin kusurunu tamamen ortadan kaldırmaz. Ancak failin suç işleme kararını etkileyen psikolojik durumlar göz önüne alınarak cezai sorumluluğunu azaltır.

Failin maruz kaldığı haksız fiilin yoğunluğu, öfke veya şiddetli elem gibi duygusal etkiler yaratmışsa, bu durum failin kusurunun derecesini hafifletir. Bu da cezanın belirli oranlarda indirilmesi sonucunu doğurur.

Hakarette haksız tahrik olur mu?

Evet, hakaret fiilleri de haksız tahrik kapsamında değerlendirilebilir. Özellikle ağır hakaretler, failde yoğun bir öfke ve elem yaratarak suç işleme kararını etkileyebilir.

Ancak burada hakaretin niteliği, yoğunluğu ve fail üzerindeki etkisi önemlidir. Basit hakaretler genellikle hafif tahrik olarak değerlendirilirken, şeref ve haysiyeti zedeleyen ağır hakaretler ağır haksız tahrik olarak kabul edilebilir.

Haksız tahrik hangi hallerde uygulanmaz?

Haksız tahrik hükümleri şu durumlarda uygulanmaz:

●      Mağdurun herhangi bir haksız fiilde bulunmadığı hallerde.

●      Failin maruz kaldığını iddia ettiği fiilin, gerçekte hukuka aykırı olmayan bir davranış olduğu durumlarda (örneğin, mağdurun meşru bir hakkını kullanması).

●      Failin, mağdurun haksız fiilinden etkilenmediği ve bu fiili bahane ederek suç işlediği durumlarda.

●      Failin suçu planlı bir şekilde ve kasıtlı olarak işlediği durumlarda, tahrik hükümleri uygulanmaz.

Haksız tahrike karşı haksız tahrik olur mu?

Evet, haksız tahrike karşı haksız tahrik mümkündür. Karşılıklı hakaret veya kavga gibi durumlarda ilk haksız saldırıyı kimin başlattığının belirlenemediği hallerde her iki fail bakımından da öncelikle meşru müdafaa hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağı değerlendirilmelidir. Hakim ilk saldırıya geçeni belirlemek için elinden geleni yapmalı, belirleyememesi durumunda şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereği her iki fail bakımından da meşru müdafaa hükümleri uygulanmalıdır.

Haksız tahrike karşı meşru müdafaa olur mu?

Evet, haksız tahrik durumunda meşru müdafaa uygulanabilir.

Ancak meşru müdafaa hükümleri uygulanırken şu hususlara dikkat edilir:

●      Meşru müdafaanın sınırları aşılmamış olmalıdır (TCK 25/1).

●      Eğer fail, meşru müdafaa hakkını kullanırken saldırıyı önlemek için gerekli sınırları aşmışsa, bu durumda haksız tahrik hükümleri devreye girebilir.

Meşru savunma, mevcut veya gerçekleşmesi muhakkak bir saldırıya karşı savunma niteliğinde olup, fiili hukuka uygun hale getirir. Saldırı devam ettiği sürece meşru savunma hükümleri uygulanır. Saldırı sona erdikten veya bertaraf edildikten sonra fail eylemlerine devam ederse, artık haksız tahrik hükümleri değerlendirilir. Bu nedenle, öncelikle meşru savunma koşullarının bulunup bulunmadığı araştırılmalı, bu koşullar yoksa haksız tahrik değerlendirilmelidir.

Bu nedenle somut olayın özelliklerine göre, haksız tahrik ile meşru müdafaa bir arada değerlendirilebilir.

Tahrik ile adam öldürmenin cezası kaç yıldır?

TCK 81. maddesine göre kasten öldürme suçunun cezası müebbet hapistir. Haksız tahrik indirimi, kasten öldürme suçu için verilen cezanın belirli oranlarda indirilmesine neden olur.

Haksız tahrik indirimi uygulandığında:

  • Tahrikin yoğun olduğu durumlarda, müebbet hapis cezası, 12 ila 18 yıl arasında bir hapis cezasına indirilebilir.
  • Tahrikin daha az yoğun olduğu hallerde (örneğin basit sataşma gibi durumlarda) cezada daha sınırlı bir indirim yapılır (örneğin, 1/4 oranında indirim). Mahkeme indirim oranını belirlerken, tahrikin yoğunluğunu, haksız hareketin işleniş şeklini, olayın gerçekleştiği yer ve zamanı, tarafların durumunu, fail ile mağdur arasındaki ilişkiyi ve haksız hareketin fail üzerindeki etkisini dikkate alır.

Avukat Hamza Bağırsakcı, Özyeğin Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu olup, hukuk pratiğini teknoloji ile birleştiren dinamik bir hukuk profesyonelidir.

Özel hukuk davalarından ceza yargılamalarına, tıbbi uyuşmazlıklardan ticari meselelere kadar geniş bir yelpazede hizmet sunarken, yapay zekâ teknolojilerini hukuki süreçlere entegre ederek müvekkillerine hızlı ve şeffaf çözümler sunmaktadır.